Renklerin dili

 
 
 

Rengin 3 temel niteliği (boyutu) vardır:

1. Temel renk (hue): Rengin kendisidir, türüdür. Sözgelimi Kırmızı. Renklerin hakîm oldukları dalga boyları vardır.

2. Doyma (saturasyon): Rengin saflık derecesi. Bazı kırmızılar soluk, bazısı yoğundur. Kırmızıyı en doğru gösteren en doygun olandır. Bu, “doygunluk” ya da “saflık” olarak da ifade edilebilinir.

3. Parlaklık (value): Rengin ışık yansıtma boyutu. Bazı renkler diğerlerine göre daha açıktır. Renklerin açıklık ve koyuluğunun ölçümüdür. Bu bağlamda parlaklık, siyah-beyaz fotoğraftaki gri skala gibidir. Bu skalada açık renklerin parlaklığı yüksek, koyu renklerin ise parlaklığı düşük kabul edilir. Pembenin rengi açıldıkça parlak grubuna girer. Koyulaştıkça doygunlaşır. Yoksa sanıldığı gibi altın rengi, gümüş rengi, bakır rengi gibi renkler parlak renk değildir. Halk dilinde pırıltılı, parlayan renklere “parlak” denir. Oysa her rengin parlağı vardır. Renk açıldıkça parlak renk grubuna girer. Kırmızının da yeşilin de pembenin de parlağı vardır. Bilinen en parlak renk ise sarıdır.
Renkler insanın duyguları ve ruh haliyle çok yakından ilgilidir. Yapılan araştırmalara göre insanların üretkenlikleri çevrelerini saran rengin etkisine bağlı olarak artar ya da azalır. Kısacası renkler insan psikolojisini doğrudan etkiler. Ama aynı zamanda insan, içinde bulunduğu psikolojik durumu renklerle de ifade edebilir. İnsan farkında olmadan içinde bulunduğu durumu, iç dünyasını seçtiği renklerle ortaya koyar.

Renklerin anlamları:

 
Batı kültüründe ölüm ve matemin rengidir. Aynı zamanda aristokrasinin ve resmiyetin rengidir. Yağmur dolu siyah bulutlardan bu anlamı alır.

Mevleviler dönmeye başlamadan önce siyah pelerini fırlatıp atarlar. Sonra dönmeye başlarlar. Bu sembolik davranışın anlamı kötülüklerden karanlıktan sıyrılmaktır. Sonra beyaz roblarıyla semaya başlarlar

Siyah gecenin ve evrenin sonsuz karanlığının rengidir.

Dilimizde siyahla ilgili deyimlere baktığımızda anlamları hep olumsuzdur.”kara gün”, “kara büyü” gibi. Kedinin siyahına bile “uğursuzluk” anlamı vermişiz.Mavi ve siyah yan yana kullanılırsa kaosu çağrıştırır. 


Somut olarak aklımıza kar gelir, ay gelir, bulutlar gelir. Bu soyut anlamda saflık ve temizliğin simgesidir. Bunun dışında savaşta beyaz bayrak teslimiyeti ve barışı simgeler. Batıda saflığı, bekareti simgelediği için gelinlikler beyazdır.
Gerçek anlamda temizlik ve hijyenin rengi de beyazdır.
Tüm renklerin toplamı beyaz rengi oluşturur. Bu nedenle beyaz hangi renkle kullanılırsa o rengin gücünü ve etkisini arttırır. Bunun dışında beyaz öte dünyayı da simgeler. Ruhani bir anlamı da vardır.
 

Bu renk fiziksel anlamda güç, yaşam, enerji, cinsellik, dinamizm ve heyecanı temsil eder. Psikolojik etkisi ise uzun süre izlendiğinde insanda gerginlik ve heyecan yaratması, kısa sürede ise dikkat çekici olması ve bakışı üzerinde toplamasıdır. Resimsel anlamda tehlike ve yasakların belirtilmesi amacıyla kullanılır. Sıcak bir renk olan kırmızı, dikkat çekici olduğu için reklâm fotoğrafçılığı uygulamasında sıkça kullanılır. Tahrik ve teşvik edici özelliği nedeni ile dikkatli kullanılması gerekir. Bu renkteki nesneler daha büyük ve yakın görünürler

Yapılan araştırmalar kaza yapan arabaların çoğunun kırmızı olduğunu gösterir. Kan basıncını arttırdığı, insanı sinirlendirdiği göz önüne alınırsa sigorta şirketlerinden gelen bu sonuca şaşırmamak gerekir. Ayrıca çalınan arabaların da çoğunun kırmızı olduğu gözönüne alınacak olursa dikkat çekiciliği burada da kendini göstermektedir.

   
Huzur, gizemli bir derinlik etkisine sahiptir. Özgürlük ve sonsuzluk mavinin temel soyut algısıdır. Somut olaraksa her halde akla gelen ilk şey deniz ve gökyüzüdür.

Mavi kırmızının karşıtıdır. Kırmızı nasıl ki tansiyonu yükseltiyorsa mavi de bir o derecede düşürür. İnsanı sakinleştirir.
İç mimarların çocuk odalarında mavi kullanımının onların yaramazlıklarını azaltacağı, sakinleştireceği yönünde söylemleri vardır. Turuncu, sarı ve kırmızı gibi renkler çocukların hareketini daha da arttırır.

Batıda intiharları azaltmak amacıyla köprülerin korkulukları maviye boyanmaktadır. Nazar boncuğu mavidir.

Dünya %75’i sularla kaplı olan bu gezegenin fotoğraflarına baktığımızda mavi ağırlıklı görürüz. Bu nedenle Amerikalılar dünyaya “Mavi Gezegen” derler.
Kişilik özelliklerine baktığımızda mavi, anlayışlı, uyumlu, sakin, güvenilir, hoşgörülü, dengeli insanların rengidir. Lacivert ve parlement mavisi ciddiyetin rengidir.


Somut olarak akla gelen ilk şey güneştir. O altının, güneşin, mutluluğun rengidir. 

Sarı altının da rengi olduğu için kullanıldığı yerlere ve tasarımlara zenginlik, maddi değer, saltanat ve statü katar.

O mutluluğun rengidir. Bulunduğu ortama coşku ve neşe katar. Sarı dışadönük, yenilikçi, yaratıcı, alternatifler üretebilen, ilgi çekmekten hoşlanan, neşeli, espiritüel, canlı, hareketli, kıpır kıpır insanların rengidir.

Sarı bilinen en parlak renktir. Sarı en dikkat çeken renktir. Trafik işaretlerine, lambalarına, yol çizgilerine baktığımızda kırmızıdan sonra sarıyı görmekteyiz. Kırmızı gibi göze çarpan bir renktir. Bu nedenle dünyanın hemen hemen her yerinde taksiler sarıdır.


Somut olarak akla ne gelir? Önce orman, ağaç ve bitki; kısaca yeşillik gelir elbette. “Yeşil” de zaten doğayı gözlemleme sonucu ortaya konmuş bir addır. Asıl kökü “yaş-ıl”dan gelir. Yani bitkilerin tazeliği, yaş iken taşıdığı renkten kaynaklanmaktadır.

 Genellikle süt, ayran ve yoğurt ürünleri yeşille kendini tanıtır.

 Bankalar da yeşili yaygın olarak kullanırlar. Güven duygusunu çağrıştırdığı ve paranın rengi olduğu için.

Yeşil İslamiyet’i de akla getirdiği için ideolojik bir anlamı da vardır. İslamiyet yeşille kendini ifade eder nerdeyse. Yeşile el koymuştur. Cennetin yemyeşil olduğuna inanılır. “Türbe yeşili” dendiğinde yeşil yelpazesi içinde İslam yeşiline uygun olan ton aklımıza gelir.


Somut olarak akla sisi ve dumanı getirir. Aklaşmış gri saçlar “yaşlılığı” simgeler. Durgunlaştıran bir etkiye sahiptir. Sıkıntı, karamsarlık ve olgunluğu sembolize eder. Kesinlikle ciddiyeti ve ağırbaşlılığı temsil eder.

İlgi çekmekten, göze çarpmaktan kaçınan insanların rengidir. Bunlar tarafsız, kararsız, hüzünlü, karamsar, sıkıntılı, meraktan yoksun, temkinli kişiliklerdir.

Mimaride grinin yaratıcılığı öldürdüğü bilinir. Yaratıcılık gerektirmeyen ofislerde gri kullanmak sorun yaratmaz ancak yaratıcılık gerektiren işyerlerinde gri mekândan uzak durmak gerekir.


Somut olarak akla kız bebekler, kız çocukları, yaşlı hanımlar, şekerlemeler, pembe güller gelmektedir. Bilinçaltından çabuk kandırılabilen ve kolay yaklaşılabilendir. Pembe kıyafet giyinmiş bir garsona ya da kuaföre daha çok bahşiş verme eyleminde bulunulduğu gözlemlenmiştir. Pembe masumiyeti, kırılganlığı, hassaslığı çağrıştırır.


Aklımıza menekşeler geliyor ilk olarak.
Doğada doğal olarak en az, en nadir bulunan renk mordur. “kraliyet rengi”dir.  Çok az görüldüğünden tek olma ve iktidar olmayı simgeler. Uzun yıllar bu rengi sadece krallar, din adamları, aristokratlar kullanabilmiştir. Boyar madde olarak da çok sonradan bulunmuş ve kumaşlar diğer renklere göre çok sonradan mora boyanmaya başlanmıştır. Bugün leylak, mor, eflatun, macenta, patlıcan moru ya da frambuaz tonlarıyla da biliniyor.

Mor asilliğin, lüksün, depresyonun, feminizmin ve şiddetin rengi. Genellikle sıra dışı insanların tercih ettiği bir renk. Duygusal, çekici, beğenilmek isteyen, aldırmaz, sabırlı, zarif insanların tercihidir.


Akla ilk önce ahşabı, ağacın gövdesini, toprağı getirmektedir. Ayakları yere basan insanların tercihidir. Gösterişten hoşlanmayan, sıradan, güvenilir insanların rengidir. Güven duygusunu aşılar ama yaratıcılıktan uzak bir renktir.

Fast food restoranlarında dekor genellikle kahverengidir ki “çabuk yensin ve çabuk gidilsin” duygusu uyandırır. İnsanlar kahverengi ve tonlarının bulunduğu mekânlarda fazla oturamamaktadır.
Topraktan gelen çok doğal bir algılaması vardır. Psikolojik açıdan güven veren bir etkisi vardır. Resmiyetten uzak bir renktir. Yapılan araştırmalar kahverengi giyinmiş insanlarla daha rahat konuşulduğunu ve bu insanla daha çabuk sohbet kurulduğunu ortaya koymuştur.
Çikolata da rengi gibi huzur ve mutluluk verir.
 



Sonuç olarak;

En çabuk hatırlanan renk sarıdır.
En zor hatırlanan renk ise mavidir.
Doğada en az bulunan renk mordur.
En dikkat çeken şekil/zemin ilişkisi rengi sarı ve siyahtır.
En az dikkat çeken zemin ise kahverengi ve yeşildir.
Açık ve parlak renkli objeler büyük, ağır ve uzak algılanır.
Koyu ve doygun renkli objeler küçük, hafif ve yakın algılanır.

Örneğin aynı gramajdaki sarı ve mavi paketi bizler farklı ağırlıktaymış gibi algılarız. Sarı pakettekini daha ağır ve büyük algılarız. Yüzeyler tasarlanırken grafikler kullanacağı renkle tipografik karakteri daha yakın veya uzak gösterebilir. Tasarım mükemmeldir ama renkleri yanlış kullanırsanız başarı elde edemezsiniz.

kaynak yar.doc.dr.

--------------------------------------------------------------------------------------

Renk modelleri toplamsal ve çıkarımsal renk sistemleri olarak iki ayrı prensibe dayanır. Toplamsal ile kastedilen değişik ışık frekanslarının birleşerek gözümüze ulaşmasıdır. Doğada ışığı sadece nesnelerden yansıdığı şekliyle gördüğümüzden pratik olarak gözlenmesi güçtür, ancak değişik renkteki ışık kaynaklarını bir duvar üzerine yansıtarak veya bilgisayar monitörlerinde olduğu gibi aynı noktadan değişik frekansta ayrı ışıklar yayarak gözlemlenebilir. Çıkarımsal sistemler ise ışık frekanslarının aynı anda toplanarak değil, birbirlerini engellemesi, filtre ettiği olaylarda gözlemlenir. Boya veya mürekkepleri karıştırmak için kullanılır.

* RGB (Toplamsal - ışık karışımı)

RGB modelinde harfler R:´Red´ (Kırmızı), G:´Green´ (Yeşil), B:´Blue´ (Mavi) anlamına gelir. Bu modelin temeli insanın göz retinasında bu renklere rastgelen ışık dalgaboyu sensörleridir. Bunların arasında kalan dalgaboylarında da bu üç sensörün herbiri değişik seviyelerde tepki verir ve bu tepki beyinde renk algısını yaratır. Örneğin gökkuşağının sarı olarak adlandırdığımız dalgaboyunda bir ışık gözümüze düştüğünde ağırlıklı olarak ´kırmızı´ ve ´yeşil´ sensörler uyarılır. Beynimizde bu kombinasyon ´sarı´ya dönüşür. Kırmızı ışık geldiğinde ise sadece ´kırmızı´ sensörler uyarılır. Hem kırmızı hem yeşil hem de mavi ışığın aynı anda gelmesi ile tüm dalgaboylarının aynı anda gelmesi aynı etkiyi yaratır: beyaz ışık. Bu sebepten, bu üç renkte ışık kaynaklarımız varsa ve şiddetlerini de sönük ve parlak olarak ayarlayabiliyorsak, tüm renkleri elde etmemiz mümkündür.

* Geleneksel (Çıkarımsal - boya karışımı)

Geleneksel olarak üç temel renkten söz edilir: Kırmızı, sarı ve mavi. Bunlar ressamların boyaları karıştırarak diğer renkleri elde etmekte kullandıkları boyaların renkleridir. Aslında bu, daha kesin bir yöntem olan ve bugün renkli baskıda yaygın olarak kullanılan CMY modelinin bir yaklaştırmasıdır.

* CMY/CMYK (Çıkarımsal - boya karışımı)

CMY modelinde harfler C:´Cyan´ (Camgöbeği, siyan), M:´Magenta´ (Eflatun, macenta), Y:´Yellow´ (Sarı) anlamına gelir ve bunların üçü boya veya mürekkep olarak karıştırıldığında siyah oluşur. CMY (veya temelde renkli mürekkeplerin daha pahalı olması ve üç renk karışımının pratikte tam siyahtan biraz daha soluk bir renk oluşturması nedenleriyle kullanılan siyah mürekkepli versiyonuyla CMYK) baskı tekniğinde beyaz elde etmek için boş kağıdın rengi kullanılır. Geleneksel boyalarda kullanılan kırmızı, magenta için; mavi de cyan için bir yaklaştırmadır.

* CMY ile RGB´nin bağlantısı

Boyaları karıştırarak elde edilen renkler bir filtreleme işlemi olarak da görülebilir. Örneğin, sarı boya dediğimiz şey aslında tüm dalga boylarıyla yani beyaz ışıkla aydınlanan bir ortamda mavi ışığın filtrelenmesi, dolayısıyla kırmızı ve yeşil ışığın gözümüze aynı anda ulaşmasıdır. Kırmızıyı da filtre edip sadece yeşil ışığın gözümüze ulaşmasını istersek sarı boyayı cyan ile karıştırır, hem mavi hem kırmızı ışığı filtre eder, dolayısıyla yeşil renkte bir boya algılarız. RGB ve CMY arasındaki bağlantı şu şekilde özetlenebilir:

* R (kırmızı ışık) + G (yeşil ışık) o Y (sarı)

* R (kırmızı ışık) + B (mavi ışık) o M (macenta)

* G (yeşil ışık) + B (mavi ışık) o C (camgöbeği)

* C (camgöbeği boya) + M (macenta boya) o R+G+B (Beyaz Işık) - R (cam göbeği boyanın kırmızıyı filtre etmesi) - G (macenta boyanın yeşili filtre etmesi) o B (mavi)

* C (camgöbeği boya) + Y (sarı boya) o R+G+B (Beyaz Işık) - R (cam göbeği boyanın kırmızıyı filtre etmesi) - B (sarı boyanın maviyi filtre etmesi) o G (yeşil)

* M (macenta boya) + Y (sarı boya) o R+G+B (Beyaz Işık) - G (macenta boyanın yeşili filtre etmesi) - B (sarı boyanın maviyi filtre etmesi) o R (kırmızı)

Renklerin Algıya Etkisi

İki ana rengin karışımıyla ortaya çıkan ara renk, karışıma katılmayan ana rengin tamamlayıcı olur. Kırmızı için yeşil, mavi için turuncu, sarı içinse mor tamamlayıcı renk işlevi yapar. Aynı zamanda birbirlerine karşıt olan bu renkler birlikte kullanıldıklarında da denge oluştururlar..

Sarı: En parlak renk. Dikkat çekmek için çığlık atar; bu yüzden uyarı ışıklarında sarı tercih edilir. Sonbaharın da baskın renkleri sarı ve sarı-turuncu, duygularımızı yakalayan, güçlü bir çekiciliğe sahip. Neşeyi anlatır.

Kırmızı: En uzun dalga boyuna sahip olan kırmızı, özellikle de koyu bir arka fonla birlikte kullanıldığında öyle şiddetlidir ki, bir görüntüde yer alan küçücük kırmızı bir leke bile görüntünün her yerini etkiler.

Mavi: Dünyanın hakim rengi olan mavi çekingen bir renk; dinlendiriciliği ve edilgenliği anlatır. Koyu tonlarda ya da yoğun olarak kullanıldığında moral bozan, kasvet veren, açık tonlarda ya da beyazla karışık kullanıldığında, yatıştırıcı ve güven veren bir etki yaratır.

Yeşil: Sessizliği anlatır.

Mor: En kısa dalga boyuna sahip olan mor, geleneksel olarak asaletle ilişkilendirilir. Yakınlık ve güzelliğe de işaret eder.

www.ersanboya.com

 

 

 Kapat